Ana içeriğe atla

Yeni Yıl Yeni Yıl Bizlere Kutlu Olsun !




2012 yılbaşı....2013 yılbaşı 2014 yılbaşı..2015 yılbaşı...
bu seneyi de sayarak tam 4 yılbaşı geçirmişim blogu açtığımdan bu yana...
2011'i kapatırken açmıştım blogumu içimde neler neler vardı ...gözlerimde ise onu özetleyen buğulu gözlerim...
neler neler yazmadım...neler neleri paylaştım....bu blog sayesinde neleri neleri öğrendim....blog yazmak için giriştiğim bu süreçte artık amacımı aştım şimdi de iyi ki aşmışım sayelerinde çok bilgim olduğu ,bulunduğum yerden beni bir çok sergiye,bienale ,tiyatroya,sinemaya  götüren ve okumadığım kitaplar hakkında bile bilgi edinebileceğim ve başka insanların hayat dokunuşlarında şahit olmak için girdiğim bir deryada yüzmek için gelir oldum .
oturduğum yerde bir ülke hakkında fikir sahibi olmak ,şehir kültürünü öğrenmek için güzel bir keşif aracı oluyor benim için.yoksa nerde bilirdim Talin festivalini ,nerde bilirdim sokak sanatçlarının festivalini ve nicelerini..
tamam internettir bunu sağlayan ama bazen internette bile kaybolabiliyor insan.çünkü bir yandan bilgi kirliliği de var ki bu yüzden artık internet kütüphaneciliği diye bir meslek de var.bilmem anlatabildim mi :-)
tamam artık blogların yerini Vlog'lar aldı bunun da farkındayım.Ama benim için blog okumak da kitabı kağıttan okumak kadar vazgeçilmez bir hal aldı.
2014 yılın son demlerinde bana bir süpriz yaptı.2015'in çeyrek aylarında da bu süprizin düğümlenişi olacak.
yılın son demlerinde kendimi çok farklı müzikler dinlerken buldum.
bir kere arabesk hariç her tarzı dinledim.İşte bu sene hatırladıklarımdan bir liste :
-Siya Siyabend
-Birsen Tezel - Ceylan Ertem- Jehan Barbur - Bülent Ortaçgil-Hüsnü Arkan (aslında biliyorum bu isimleri ama daha fazla dinlemeye başladım.Mesela Ceylan Ertem'e yeni alıştı kulağım )
-Peyk
-Yolcular
-Adam
-Su Soley
-Son Feci Bisiklet
-Yasemin Mori
-Brenna Mcrimnon
-Sema Mori
-Yok Öyle Bir şey
-Six Pack (Cover yapıyorlar başarılı buldum )
-Gevende (bilhassa Okyanus Düğünü )
-Minor Empire ( Semi Mutlu Eller'in önerisiydi : beğenerek dinliyorum )
Bunlar inanın hatırladıklarım.Sık dinlemeye aşina olduklarım.
ha bir de çok yakın arkadaş grubumun dinlettiklerinden var.Bir zaman balkan ve rumeli türküleri.Bir zaman yunan müziği.Daha çok rus müzikleri.Ardından da farsça şarkılar eklendi günlerime.
Rus müziklerinin bazısı güzel.Rumeli türküleri oldum olası hoşuma gider.Söylemekten ve dinlemekten keyif aldığım.
Yine deee ...
benim ilgimi bu aralar Nil Karaibrahimgil,Yasemin Mori gibi isimler çekiyor...
Ve Cem Adrian'a hâlâ alışamadı kulaklarım...

*****

Tiyatro planı hazır,kişiler hazır şimdi mekan arayışı içindeyim....Bir an evvel başlamalı....

Bu ara hep öyküler dikkatimi çekiyor.Orhan Kemal "Önce Ekmek" kitabını okuyorum.
Bununla birlikte bir kitap daha okuyorum ama onu okuyup bitirdikten sonra yazacağım.
Sonra 2014'de kendi kulvarım olan ama bir türlü beceremeyip kendi kendimi dışlayıp hayatın gereği kadın olmanın gereği,bu kadar da cahillik olmaz ,artık bu konuda da kendine yetecek kadar fikir sahibi ol diye kendime telkinler verdiğim makyaj konusu geliyor..
ee öğreneceksen işin ehlinden öğren dedik kendisini takibe aldık.
2014'de distopya ve bilim kurgu filmleri hayatıma girmeye başladı.
Çıtaları kır diyor içimdeki muzip ;-)

****
Blog dünyasına ise yepyeni bir derya daha geldi.Bence yazılarını takip etmeye değer.
http://belkidemehmet.blogspot.com.tr/
Mehmet ile üniversitenin bir kokteylinde tanışmıştık.Kendisi yaman bir gönüllü.Çağdaş Yaşam Derneği etkinliklerinden tanıyorum.Nedense Mehmet deyince Derviş de diyesim geliyor.
Derviş ile çok yakın arkadaş oldukları için hiç ayrı görmediğim için olsa gerek.Keyifli ve eğlenceli bununla birlikte yaşamı sorgulayarak demleyen ikili diyorum onlara ben.
Daha sonra bir gençlik çalıştayında tesadüfen karşılaştık.Çeşme...Ah Çeşme...
Neyse işte bu kıpır kıpır yaman gönüllü Mehmet şimdi blog dünyasına adım attı da ilerlemeye başladı bile...
Buradan kendisine selamlar....

*****
Çıtaları kır diyor içimdeki muzip ;)
Daha mı..Daha ne olmadı ki....Bunlarla şimdilik yetiniverin ;)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o