Ana içeriğe atla

Saçma Magazin

Zerrin Tekindor resmi 


Sözüm söz Vitaminlerin Kutsal kitabından aldığım notlarımı sizlerle paylaşacağım.Ama istanbul dönüşü !
Şimdi kısa bir aralık olup bu son günlerde yaşadığım olaylara ne anlam verebildiğime bakalım,ne dersiniz:)

Adı üstünde işte Saçma Magazin !

******


Yüzüklerin Efendisi serisini baştan izlemeye karar verdik kardeşimle.Gerçi ilk bölümün 3.yarısının çeyreğinde izlemeye ara verdik ama olsun.Ben ilk seriyi izlememiştim.
İnsan giremeyeceği şatolar,uçurumlar ,ormanlar,karşılaşmayacağı canavarların olduğunu bile bile nasıl korkuyor değil mi !Günlük hayatımda olan yükseklik korkum bile canlanıyor filmi izlerken.Bilinçaltıma inmeleri gerekiyor benim!

*****

Babaannem bizdeydi.Bir ay daha da bizde kalacağı evde konuşulan konular arasında.Ayağım alçılıyken evde olmam hem ona hem ailemize yaradı.Canı sıkılmayınca evde huzursuzluk da olmuyor.İstanbul dönüşü işe artık başlıyorum.O zaman nasıl olacak ,sonumuz hayır olsun.Hep diken üstünde olacağım kesin.Çünkü babannemle onun istediği gibi tek anlaşabilen kişi şu an benim.Övünmek gibi olmasın -ki bu diyeceğim benim için pek de iyi değil aslında-benim işe başlamam şu an sağladığım olumlu dengeyi bozabilir.Babaannemin bu munis hali şimdiki gibi olmayabilir.
Kendimi önemsiyorum bu konuda ne yalan söyleyeyim,gören göz kılavuz istemez!

****

Daha çantamı bile hazırlamadım.Şu an tek bildiğim Herbalife yemek-çay-tablet kutusu, Türk bayrağı,fotoğraf makinem,defterim,telefonumun radyo ayarı için kulaklık ve şarj cihazı almak.İşin en sıkıntı yanı ise nasıl bir ayakkabı tercih edeceğim konusu.Malum İstanbul'a gideceğim diye alçıyı çıkarttırdım doktora.Bandaj oldu.Günde 2-3 kez tuzlu sıcak suda masaj yapıp ardından soğuk su şoku uygulatıp bizim aloeveralı kremlerden sürüyorum.Bir nebze iyi geliyor.İyileşsin diye ayrıca kalsiyum ve D vitamini takviyesi alıyorum.Kemikleri iyileştirip güçlendirmek için et suyu,kelle paça suyu filan içmemi önerdiler.Hiç sevmem.Ama ayağa kalkıp tekrar koşturmam için ne yapmam gerekirse şu saatten sonra yaparım.

****

Öyle böyle değil şu an burnumun en orta yerinde kocaman bir sivilce duruyor.
Ve bu benim için KABUS !
Aanne/Kahraman ben çirkinleştim ya:(
-Çok evde oturdun,haraketsizlik sana yaramadı.
Üstüne üstlük kızıl ve kıpkısa saçlarımdan bir viraj alıp koyu kestane ve uzun saça dönüş yaptım.O kadar alışmışım ki o kızıl halime,bu halim bana pek bir sıradan geldi.Ben saçımı mora ve rastalı saça hazırlarken.Neyse o da seneye o da seneye :)

****

Ayyy ,ne moral oluyorlar değil mi !
Evde ise gergin bir hava.Dın dın dın dın...Arkada bir tehlike çanı !

*****

Elele ve Seninle dergilerinin eylül sayısını okuyorum arada ben de.bu sene kırmızının tonları,pembe tonları,zümrüt yeşili,hafif bol mantolar,kasığa kadar çıkan çizmeler moda olacakmış.Punk akımı geliyormuş falan da filan da.
Ben pek modaya uygun giyinmesem de bazen evde olan bir giysi modaya uygun olabiliyor.Olmasa da ben uyduruveriyorum zaten kendimce:)Ama uzun upuzun çizmeler ilgimi çekmedi değil.Punk stili bana göre değil.Geçen sezonun zımbalı detayları da bana göre değildi.Sanırım ben biraz Chanel stilinin,Armani stilinin ve vintage-bohem-hippi tarzının kendimce karışımıyım.Rustik mi demeliyim acaba buna ben,hı:)

******

şu işte ayağım arızalı olalıdan bu yana benim alıp da bir türlü kullanamadığım dikiş makinesini beğendiğim bir tulum modelini dikmek üzere açtık.Önümüzdeki günlerde onu da paylaşabilirim sayfada.
Hoş öğrenmek için ,kendim dikmek için çıkmıştım yola.Annem de kolay deyince kalkıştım.Yine de zaman alan bir modelmiş.Ben arada yine elimi attım ama işi biraz anneme yıktım.Zaten o da dünden razı,sonradan yarım yamalak teklif etsem de "sen dur ,burası senin için zorlu"
ayıptır söylemesi annem 8 yıl dikişi okumuş değme hocaları cebinden çıkartır,tü tü maşalah:)
Ben bir ara dikişe gittim de hocanın öğretişini beğenmedi.Annem arada geldiğinde dikişe gelen arkadaşlarım ve ablalar annemden yardım istiyordu.
Düşün bana teyelle şurayı dedi,yaptım,beğenmedi !
Sanırım benden bir Chanel çıkmazmış !
Ben dedim ama ben becerikli değilim sadece şartları zorlarım bir de orjinal fikirlerdir düşündüğüm!

******
yarın istanbul yolculuğu için mutfağa geçeceğim sabahtan.
Bak o konuda elimin lezzetli olduğu söylenir.Hamurun kıvamını iyi düşürür,iyi açarmışım.Eee o kadar da olsun!Giysi alınıyor ama boğaz(!)önemli !

*****

Elele dergisinde  "Yapmadım Demeyin" yazısından küçük bir kopya da size :

*Üniversite mezunu olmasanız da,kariyer planınız yoksa bile mesleğiniz olsun.
*az-çok kendi paranızı kazanın.Kendi ayakları üzerinde durmasını öğrenin.
*yalnız yaşayın.hayatı kimse karışmadan yaşamanın keyfini çıkarın.
*keyif aldığınız bir hobiniz olsun.
*formunuza dikkat edin yine ama istediğinizi yemenin tadını çıkarın.
*olympos gibi tatile çıkın.Giyiminize kuşamınıza dikkate tmeden,hijyen koşullarına dikkat etmeden salaş bir tatil yapın.
*sevdiğiniz işi bulana kadar farklı işleri deneyimleyin.
*affetmeyi,kin tutmamayı ve sabretmeyi öğrenin.
*yaşadıkça değil yaşamadıkça yaşlanacağınızı unutmayın.Bu yüzden her günün hakkını verin.

40 maddeden seçtiklerimi yazabildim size.Bak bak hep kendini anlatmış demeyin diye.Bugün biraz magazinel takınalım dedik,ne yapalım;)

Sevginin ışığıyla kalın...






Yorumlar

Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
derginin tavsiyeleri güzelmiş..
bir an önce iyileşirsin inşallah..
yaşlıların can sıkıntılarıyla baş etmek çok zor..allah kolaylık versin..
toplum genelinde sanat, edebiyat, hobilere ilgi az olunca can sıkıntısı da daha fazla oluyor.
Şükran dedi ki…
yaşlılar genelde dinlenilmek ve kendileriyle vakit geçirilmesini istiyrolar 1 saat bile olsa.Ki,ben de seviyorum vakit geçirmesini.Sanırım onlar da beni seviyor :)
teşekkür ederim...

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o