Ana içeriğe atla

Flaş Flaş Flaş ! Blog Dünyasının Oscarları Burda Veriliyor :)

Gördünüz mü,ben de ödüle layık görülmüşümmmm!Yaşasın!
 Sabah bir kaçamak hemen blog aleminde neler oluyor bir bakayım,kim ne yazmış diye bakınırken...
Bir Sırrım Var Ebru'nun  AND THE OSCAR GOES TO başlığı dikkatimi çekti. Bir baktım,ödüllendirilmişim ben :)
Akşamüstü geldiğimde de bir gördüm ki bu kez Supercellma tarafından ödüllendirilmişim.Ne kısmetliyim değil mi:) İki dalda oscar kapmışım !
Kendimi sabah sabah gerçekten Oscar almış gibi hissetmediysem ne olayım...Ben ki zaten her dakika sevinmeye fırsat arıyorum:-)
Şimdi ben bunu ödül töreni havasında yazmam mı..Yazarım ! Haydi bakalım Oscar törenine :-))




Fonda Bond Victory çalıyordur.Ben de parlament mavisi uzun elbisemi uçuştura uçuştura geçiyorumdur .Sonra da Ebru'nun elinden ödülümü alıyorumdur. Supercellma da koşa koşa sahneye gelir
"Kambersiz düğün olmaz ,ben de varım " der.Eee sonuçta bu ödülleri onlardan devraldım:-)) Sabah sabah uyku mahmurluğumu silip süpüren Ebru'ya ve akşamüstü bu sevinci katlandıran Supercellma'ya çok ama çok teşekkürlerimi sunuyor ,öpücüklerimi de gönderiyorum...

(Daha uzatırdım bu oscar seramonisini, ladies and gentelmen şeklinde başlayıp... Ama tadında bırakalım değil mi :))

Ben de şimdi ödüllerini almaları için başta DEEPTONE 'u alkışlarınızla sahneye çağırıyorum...Alkışlarla SADE VE DERİN dünyasıyla Gizemli Peri Deeptone geliyor:-))

Hemen ardından Pembeli Deniz sekerek bize doğru gelirken, Miss Eliane de katılıyor.Alkım ,Profesör ,Semi'nin Mutlu Elleri , Yasemin Kokulu Hayatıyla Biricit,Shirin Serkan da bu güzel birliktelikte ödülünü alan arkadaşlarım...
Hepsini gönülden tebrik ediyorum:)
Bir dahaki Oscar töreninde yine görüşmek üzere

 

Malum blog alemi bizim için terapi alanı gibi.Hepimiz burda atıyoruz stresimizi,derdimizi,gamımızı.Burda çoğalıyor fikirler,sevinçler,çözümler,neşeler...Bu şarkı da benden size gelsin...Sevdan Olmasa...


                

Yorumlar

bende sımdı senı odulledım kalp kalbe karsıymıs:))
Unknown dedi ki…
Canım ya ne güzel yaşıyorsun sevincini.bana da geçiyor okudukça.kırmızı halının en görkemli geçişlerinden biriydi o elbiseyle:)
Şükran dedi ki…
Bana hayal kurmak olsun da...abartırım hani daha:-))

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o