Ana içeriğe atla

KARALAMA DEFTERİ

gün geçmesin ki bir şeyler sorgulamasın düşünmesin zihnim...ne kadar zihnimi dinlendirmeye çalışıp çok yormasak istemesem bile gelişen olaylar hep bir yorum ve irdelemeyi beraberinde getiriyor.....

ama şimdi bunları yazmayacağım :

bugünlerde ordan burdan aldığım anektodları yazacağım size :

takvimime kaydettim :

*ingilizceyi aksanında hem gramer hem sözcük hem telaffuz biçiminde diline yerleştirmek istiyorsan her gün 30 dk.nı LİNGUSTA METODUNA ayırman yeterli.hergün 1 ders,uygulayarak,dinleyerek,eğlenerek,kalbın dışına çıkan öğretim modeliyle....

videosunu koyacaktım :telefonu aldım bilgisayar kıskançlık tribi yapıp kuma yerine koydu kendini,geçici servis dışı laptop :)
bu yüzden bir zahmet google amcaya danışıvereceksiniz artık ;))

*aof.siyasal tarih dersim çıktı.bakın okurken siyasal tarihi ,ne gördüm :
vıctor hugo,1793 devrimi diye bir kitap yazmış.kitapta fransız ihtilaline değin tarihi bir roman ele almış.anlayacağınız o dönemi yansıtıyormuş kitap.Pencere,İstanbul,1996 diyor kitabın kaynakçasında.
ilgi duyanlar okuyabilirler.
ben bir de fransizların catherine de medicis 'lerini okumuştum.ortaçağ,bastil hapishanesi,ortadoks ve katolik ayrışması,büyüler falan...michel zevaco.pardayanlar.enfes bir kitap.tüm zamanlar yayıncılık'tan olanını okuyun ama.erko yayıncılık cep kitabı haline getirdi.hem sevmedim hem de seriyi karıştırdım.tüm zamanlar yay.'ta 10 cilt ,erko'da bayağı var serisi.

*marie antoinette fransız ihtilali döneminde anangard çıkışları olan kadın karakter.onun da romanı vardı.yazarını şimdi hatırlamıyorum.klasik bir romandı o da.

*orda burda notlarım çoğaldı.aklımda kalanlar böyle.

bulgur pilavıyla tombik sarı turşu lezzeti yakışıyor.akvaryuma da fosforlu tombik balık.tombik insanlar da ilgimi çekiyor.salataya ve beyaz pirinç pilavına çörek otu yakışıyor.kemik iri bir gözlük gördüm o da yüzüme yakıştı.
keşke ruhumuz ve düşüncelerimiz de insanlığımıza yakışsa....

bugün sevdiğim ve hiç beklemediğim biri bana bir şey dedi.onu yakıştıramadım işte ona...

mutluluğun layıkıyla yakışması dileğiyle.....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o