Ana içeriğe atla

Bir Dükkan Ziyareti

Merhaba,
geçerken bir uğrayım dedim.zira zor bir gece geçirdim.günlerden beri bu böyle.Aslında zaman zaman psikolojik desteğe ihtiyacım olduğunu hissediyorum.Kendime anlatamadığımı ona nasıl anlatırım bilmem ama içimde beliren adını koyamadığım bir his beni durduruyor.bir şeyler yapabileceğimi,yaparsam neler olacağını,yapamazsam neler olacağını,aslında yapacağım şeyin benim hayli hayli üzerinden kalkabileceğim bir görev olduğunu biliyorum.İşte bu yüzden bu günlerde kuantum ,bilinçaltı,kişisel değişim,felsefe,psikoloji,sosyolojiyle daha bir haşır neşir oldum.Tiyatro tekslerime tekrar sarılır oldum.

yolum düştükçe uğrarım yine olur mu,
siz şimdi bu elimdekileri okuyun.Dönüşte başka kitaplarla değiş tokuş yaparız yine.








Bu kitapların çok olduğuna bakmayın.Çoğu su gibi okunuyor.
Mandarinler sadece zaman alıyor.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın hikaye ve romanları benim için ayrıdır.

Hadi ben kaçtım,
Ramazan dönüşünüzde bir kahvenizi içmeye gelirim artık:)

-Hoşçakal 
-Selam söyle 
-Peki başüstüne....

Şurdan çıkıp bir de Keyif'e mi uğrasam ne ,
hadi hadi öyle yapalım;)

Yorumlar

Profösör dedi ki…
Bir duygu ki; duyum duyum duygulardayım;
Bir efkar ki ; düşün düşün düşüncelerdeyim.
Düşmüşüm bir kör çıkmaza, çaresiz biriyim;
Biri çıksın da, tutsun elimden, çıkartsın beni.

"P"
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
zaman zaman hangimizin psikolojik desteğe ihtiyacı yok ki..
ama burda seni seven arkadaşların da var unutma :)
kitaplar hakkındaki yorumlarını yazmamışsın.kısa da olsa okumak isterim.
Şükran dedi ki…
sağolasın arkadaşım,sizler de seviliyorsunuz,allah eksik etmesin sevenlerimizi:))
kitaplar hakkında yorumumu sonra yapacağım.Şöyle tasavvur et aynı kitaplardan ikimizde de var.Ve okumuşuz.Ve okuduğumuzda bir ses yorum verecekmişizdir.Sonra ben de onlardan kendi okuduklarımla beraber çıkarımlar yapacakmışızdır;)
işte tam bu amaçla kitapları size de bıraktım.İçinde belki okuduğunuz okuyacağınız olursa konuşalım diye ;))
Minik bir evcilik oyunu gibi sanki:D
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
bu kitapların hiçbirini okumadım. bi ara secret i okumak istemiştim. ama almadım onuda.. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o