Ana içeriğe atla

Kimse Yazmıyorsa Ben Yazarım Gezi Parkında....

Uzun bir ara yazmayıp yazmayıp Gezi Parkı direnişine eeeeah yetti Beah diyen Şükran'dan özlemli sevgiler...

Çok doluyum kardeşler,hemen cümleme başlıyorum.
Sanıyorum bugün de yazmasam içimdeki kiri ,toksini ; değil lif tablet ,herbal aloe bile temizleyemezdi... 

****
halk patladı kardeşim,halk gerçekten artık son noktasına geldi !

bunu getiren kim,bugüne kadar sürmesinin sebebi kim ! Sessizce edeplice direnişi yapan kitle mi , polis mi ,yoksa insanları kışkırtan iktidar mı ve bu sebebi kendi lehine aleyhine çeviren muhalif mi ,milliyetçi geçinen lider mi ,kim kim kim ! 

Öyle bir hal olmaya başladı ki bu durum ,ağacı kesmeye yanaşanlar A partisi ,ne olacak ki ağaç kesildiyse diyenler B partisi ,ne şiş yansın ne kebap deyip ilgisiz görünmeye çalışan kitle C partisi.Direnişi yapanlar işte buna göre sınıflandırılıyor.Bir sivil toplum anlayışının sahnesinde yer alırken bile izleyici olarak değerlendirmeyi vasat yapıyoruz.Kimi yarım yamalak bilgilerle direnişçileri sorguluyor,şu diyor bu diyor !
Evet bu insanlar ağacın kesilmesini doğru bulmadıkları için kendi çaplarında düzeylice direniş göstermek istediler.Ama sonra polisin olayı büyütmesiyle -ki bana kalırsa tek polis suçlu değil,onlara bu cesareti veren kişilerde-işin içine provakörlerin de katılmasıyla durum büyüdü.
Aferin bize,daha başarılı olamazdık zaten ,bunca bir çabayı uğraşsak yapamazdık.
Sayemizde bunu da gördük .Eğer polis bu kadar ileri gitmeseydi bu kişilerin arasında provakotörler katılmayacaktı.Bu kadar çoğunluk da olmayacaktı.
Tebrik ettiğim bir nokta var ki,insanları uyandırıp sizler dirilttiniz.Süperdiniz !Bundan daha iyisini yapamazdınız!
Aslında artık bu durum üç ağaçtan ötesi oldu.bu tavrınızla sizler bir süreden beri halka koyulan yasaklara,kimliğimizi yoketme çabalarına ,  yenilik adı altında toplanan tüm sözde iyiliklerinize cevap vermiş oldu.Ve sizer bunu düşünmüştünüz,sizler yaşattınız !
Tebrik ediyorum ki,dünyaya kendi cibileyetinizi kanıtlayıp halkın gücünü gösterdiniz.Gülünçsünüz doğrusu ,çok gülünç!
Üstüne yetmedi Çapulcu dendi direnişçilere !

Çapulcu bir yeri yağmalayan,hırsızlık yapana denir.Siz halkın malını almaya çalıştınız,varolanı da siz yağmalıyordunuz.
Çok güzel edebiyat yapılıyor .Boyunuzun yetmeyeceği bir liderle zaman zaman karşılaştırılıyorsunuz
liderlik bir bütündür.salt edebiyat ve diktatörlükle tarih yazılmıyor.

İtiraf ediyorum hiçbir eyleme katılmadım şimdiye dek. Çoğunda zamanım eylemlerin saatine denk gelmiyordu.Bu bir mazeret değil efendim.Ben bunun partinin aktivitesi şekline dönüşmesini doğru bulmuyorum.Belki yanlış düşünüyor olabilirim.Ama şunun görevim ve sorumluluğum olduğunu biliyorum:
Daha fazla çalışmam lazım,hayallerimi 5 sene içerisinde gerçekleştirmem lazım.İçi boş,riyakar,yalaka,geleceğini partiye girip ordan torpil bulup ona endekseleyene değil herşeye rağmen başaracağım ve bunu yaparken kendi fikrimden ve tavrımdan taviz vermeyeceğim diyebilen bireyler yetiştirmek için daha fazla çalışacağım.Daha fazla insana yardım edeceğim....

Şu gün 3 ağacın kesilmesinden ne olur ki diyenler ileride 5 çocuğum var 2'si ölse ne olacak ki diyebilirler mi acaba!Oooo aynı şey değil deyin bakalım! O da canlı,o da canlı !Vazgeçebilir misiniz!

Hiçbir eyleme katılmıyorum.Hiçbir partinin mensubu değilim.aklıma mantığıma ve yüreğime ve Yüce Yaradan'ımın imanına sığınarak söylüyorum ,
 Bu hangi dinin kitabında yazar ,ki her cümlenizde dinden islamdan bahsedersiniz !

bugün geldiğimiz noktada eserinizle övünebilirsiniz !
Türkiye yeni bir dönemece giriyor ,Vatana millete hayırlı olsun !

(Fazlaca coştum bugün.Cümlelerim darmaduman olabilir.Normal değil mi,kaç günlerden beri dövülen kadınlar,yaralı insanlar,biber gazı yiyen insanlar,maruz kaldığı şiddete rağmen mağrur ve başı dik insanlar görüyorum.!!!!)  

Yorumlar

Mutlu Eller dedi ki…
Orada 3-5 ağaç için toplanan çapulcuları hala kimse anlamadı, buna çok üzülüyorum. Bu hale gelmesindeki tek suçlu kim acaba?! Oradakileri insan yerine koyup ilk günlerde çıkıp biri açıklama yapsaydı durum bu hale gelir miydi diye sormuyorlar mı kendilerine! Nasıl rahat uyuyorlar, nasıl kitaptan, dinden bahsediyorlar. Ben din anlatabilecek kadar dindar değilim ama bilirim ki din kitaplarında hep hoşgörüden bahsedilir. Hani nerde???
Kendinden olmayanı "çapulcu", "bunlar" "ayyaş" diye tanımla, evde oturan %50 benim de, bu mudur birleştirici tavır!!!

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o