Ana içeriğe atla

İsmi : Çift İsimli Zat

Çift adı var onun.Hep yıllardır 'ne gerek vardı sanki ' der dururdu içinde. Hem ne gerek vardı iki ismin de aynı anlamdayken kimliğinde yazılmasına.Küçükken problem olmuyordu da ,büyüyünce pek mantıksız geldi bu iş ona.Kimi göbek adını kullanırdı kimi asıl ismini.O sevmezdi birinci ismini.Pek hanım hanımcık oluyor diye.Öyle ya bir dönemler biz mücadeleci sözlüklerden anarşik kelimesini çıkaran ergenlerdik.Öyle hanım hanım takılmak idealimiz değildi.Zamanla göbek adı en çok söylenen isim oldu.birinci adı sevmediğini söylüyordu herkese.Babaannesine de.Babaannesinin ismini taşıyordu da.
bir gün kızdı babaannesi :
-Aman dedi,ben mi koy dedim babana benim adımı ?Ben Naciye Hala'nın kızının ismini koyalım dedim,dedi.

Babası hem onun adını hem onun halasının kızının adını koymuş o zaman için.
Çok soran oldu kıza :
-Neden iki isim?
-Neden ikisi de aynı?
-Aileniz siz olduğunuz için pek mi şükür etti ?

Çok dedi kız 'bizim ailenin başı secdeden inmedi ' diye.Töbe töbe...

bir zaman birinci ismine de yakınlık duydu.Nerden duyduysa artık...Bu kez de babaannesinin huyuna alır ,diye vazgeçti.Nev-i şahsına münhasır babaannesiyle iyi geçinir fakat babaannesi herkesi üzdüğü için ,o da ileride kimseye zorluk çıkarmak istemeyen bir yaşlı olmak istediği için vazgeçti...Tabi türlü türlü nedenler var !

Sonra dediler :
-Yaşın geçti artık,ne olduysan oldun,bu saatten sonra huyun değişmez,olmazsın öyle ,dediler.

Ölçtü tarttı biçti kem küm :
-Doğru ya ,yaş kemale erdi.bunun buluğu ergeni mi kaldı,oturan oturdu ,bundan sonra şizofren olurum ancak ben ,dedi 

-allah gecinden versin ,dedi başkaları 
-Gecinden şunundan bununda..Olacağımız bir alzeimer..Ona da benim zamanım olmaz girmeye ,dedi.

İsminin birini sildirmeye karar verdi.Birinci ismi bu kez kulağına hoş geliyordu.Göbek adı gidecekti.Ama herkes ona alıştı.Herkes onu kullanıyor.bir tek internette öyle biliyorlar onu.
Olsun,ona da alışırlar,dedi.Öyle ya ,bizim insanlarımız hemen alışırlar bir şeye.Buna da alışırlar.

Sonra dediler çift isim kısmetlerin bol olması anlamına geliyormuş.isminde a ve e harflerinin olması karakterine güçlülük katıyormuş.Filan falan...

Sonra davadır ,dilekçedir,paradır puldur ,vazgeçildi...
Oysa kafasına koymuştu..Ne oldu !

Kaldı yine ismi öyle
Adı Şükriye Şükran Karahan 
İleride Şahabettinoğlu diye soyadı olan biriyle karşılaşırsam ,kendi soyadımı da kullanacak olursam ,vah hallerime...




Hani bir fıkra vardı :
adamın birinin çocuğu hiç olmuyormuş.Tanrı'ya dua etmiş :
-Tanrım bir çoğum olursa ismini çok uzun koyacağım demiş.Tanrı kabul etmiş,adamın çoğu olmuş.Çocuğun adına Estarantabarabaraçinkominko koymuş.
Bir daha dua etmiş Tanrı'ya dua:
-Tanrım bir çocuğum olursa ismini bu kez kısa koyacağım demiş.O da olmuş.İsmini Ce koymuş.  
Birgün bunlar ,fıkra bu ya,tatile gidiyorlar.Estarantabarabaraçinkominko denizde boğuluyormuş.Ce gitmiş anasına söylemiş :Estarantabarabaraçinkominko denizde boğuluyor,diye.anası da gitmiş babasına söylemiş :
-Estarantabarabaraçinkominko denizde boğuluyor demiş.Çocuk kurtarılmış neyse ki.Çocuk artık ne arada söylediyse ,nasıl bir can havlidir :
-Baba adımı biraz daha uzun koysaydın ben olmayacaktım şimdi,demiş.
Nasıl bir gücüne gittiyse zavallının.İlkokul yıllarımdan beri kalan bir fıkradır bu böyle.Sanırım anası benim gibi yüzme bilmeyengillerden.Elma kakları gibi güneşte bekler durur benim gibi :-))
neyse ismim azcık daha uzun olursa ,ben boğulduğum sırada bizim ufaklıklara kalır ismimle yardım çağırmak !
Hem niye abim ,bizim büyük oğlan veya 1 numara denizde boğuluyor denmiyor ki :))
Ben bu Estarantabarabaraçinkominko'yu kader yoldaşı seçtim.
Şaka maka bir dönem kayıt alırken etkinlikler için ne uzun cümleli çocuklar varmış.Biz halt etmişiz yanında.Ben devamlı :
-Ah yavrum sana kıyamam,sana da mı tren gibi isim yazdırmışlar ,deyip acıyordum onlara.

Resmi işlemlerde filan hep zorluk.Bir de ikisi birbirini çağrıştırıyorsa..İrem Cennet(anlamları aynı)Bir de mesela kuran-ı kerim'de geçiyor diye bazı isimler veriliyor anlamları tam bilinmeden.Bir de bazen anne benim dediğim olsun baba da benim dediğim olsun denilip ortak karar verilmiyor öyle de anlamsız şeyler oluyor...Bir de bir ara bazı isimler pek moda oluyor.Diyorsun o zaman ,bir zaman bu isim pek modaydı..allahtan bizimkiler bu modaya uymamışlar.Üçümüzün ismi de geniş zaman kipinde.

İsim önemli arkadaşlar ,isim önemli ama kullanışı da önemli ,değil mi ya ;) 

10 gün ortalarda yokum zırvalamasından dolayı bir ceza hakediyorum.Bir daha söylemeyeceğim.Ortalıktan kaybolursam bilin...
    

Yorumlar

Profösör dedi ki…
Siz yine de kaybolmayın. Yazmaya devam edelim. Biz de feyiz alalım bütün yazdıklarınızdan..
Unknown dedi ki…
Ah o isimler isimler! :) kendi ismimim hikayesini kısaca paylaşmak isterim. Benim ismimi rahmetli babam koymuş, öyle ki hastaneye giderlerken kız da olsa erkek de olsa adı Deniz olacak demiş! Çünkü abişkonun dünyayaya gelmesi 7 sene almış ve çok istedikleri bebişkoya kavuştukları için de adını "Murat" koymuşlar :D ikinci çocuk da babam ağırlığını koymuş ve Deniz olmuş, ancak ortada şöyle bir çelişki var ki rahmetli babam yüzme bilmezdi ve deniz tutardı onu :D Arası annemle dalga geçer siyasi sebeplerden dolayı mı adımı Deniz koydun derdik, ama gerçek sebebini hiçbir zaman öğrenemedik... Şimdi adımdan dolayı ben bazen sakinim bazen dalgalı... İsim çok önemli...
Sevgiler Canım...
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
şu ismi uzun olan ne kadar hoş ya. :) estaran.......:) ilk önce telaffuzu zor geldi söyleyince çok tatlı geldi valla.. :)
ben de şu isim olayından çekiyorum..:)
aslında mehmet şirin ama genelde sadece şirin ismi kullanılıyor.yok bayan ismi değil mi, yok şu bu v.s..:)işin yoksa anlat. :)
yaşı 35lerinde olan bir kadın arkadaş, gururla "hem yüzmeyi, hem araba sürmeyi 30 undan sonra öğrendim" diyordu.. :)
Şükran dedi ki…
işte o ismi uzun olan kişi benim.Enteresan evet ve işin enteresan kısmı kafiyeli bir duruşu var:))
erkek ismi için şirin bence kulağıma çok hoş geliyor.Ben de toplumda kullanılan bazı kız isimlerini erkeğe,erkek isimlerini ise kızlara daha çok yakıştırıyorum.
Shirin Serkan,
o arkadaşına sevgilerimi ilet.Ben de ona benziyorum,benziyor olacağım herhalde:))
Sevgilerimle...
Adsız dedi ki…
benimde iki ismim var ve hep sorun oluyor her defasında adım ...... soyadım ... diye belitmek gerekiyor.resmi dairelerde de çok sıkıntı yaşıyorum bu yüzden seni çok iyi anlıyorum
Şükran dedi ki…
zaten tek zorluğu resmi işlemler.yoksa çift isimli olanlar çok kısmetli oluyorlarmış.Hele de içinde a ve e harfi varsa:))
Adsız dedi ki…
Bir kısmetini göremedim ben yahu yıllardır ikiside var ama :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o